|
SEDEF HASTALIĞI (Psoriasis)
Psoriasis, Grekçe kaşıntı anlamına gelen 'psora' kelimesinden köken
alır. Sedef hastalığı olarak da bilinir. Hastalığın bulunduğu deri
bölgesi kızarık hale gelir. Üzerinde kalın gümüş renkli kabuklanmalar
oluşur. Saçlı deri, diz, dirsek ve sırtın alt kısmı sıklıkla tutulan
bölgelerdir. Bazı vakalar kişinin hastalığının farkında olmayacak kadar
hafif seyirlidir. Diğer taraftan vücudun büyük bir kısmını tutacak
şekilde şiddetli seyredebilir. Bu çok şiddetli vakalarda bile yararlı
tedavi metodları vardır. Sedef hastalığı aynı ailenin birden fazla
bireyinde görülebilmesine rağmen bulaşıcı değildir. Toplumda hastalığın
görülme sıklığı yüzde 1 ila 3 arasında değişmektedir.
Sedef hastalığının sebebi nedir ?
Sebep bilinmemektedir. Bununla birlikte güncel araştırmalar kanda
bulunan akyuvarlardaki bir anormalliğin iltihabi olayı tetiklediğine ve
hastalığın gelişime yol açtığına işaret etmektedir. İltihaptan dolayı
deri üç dört günde bir dökülür. Bu normalden yedi sekiz kat daha
hızlıdır. Hastalar deride kaşıma, yolma, yaralanma veya aşırı güneş
yanığından 10-14 gün sonra beneklenme tarzında yeni plakların ortaya
çıktığını farkeder. Sedef hastalığı aynı zamanda, streptokoksik boğaz
iltihabı gibi bazı infeksiyonlardan sonra, bazı ilaçların alımıyla
birlikte aktivite kazanabilir. Alevlenmeler kış aylarındadır çünkü deri
kurur ve güneş ışığı azalmıştır.
Sedef hastalığının tipleri
Hastalık çeşitli formlarda görülebilir. Bu formlar hastalığın şekli,
şiddeti, devam etme süresi, yerleşim yeri açısından farklı özellikler
taşır. En sık görülen formda başlangıçta küçük kırmızı bir kabarıklık
vardır.Giderek genişleme ve kabuklanmalar ortaya çıkar. Kabuklar
kaldırıldığında altta küçük kırmızı kanama alanları görülür.
Dizler, dirsekler, kasık bölgesi ve genital bölge, kollar, bacaklar,
avuç ve ayak tabanları, saçlı deri, vücuttaki kıvrım bölgeleri sedef
hastalığının en çok görüldüğü bölgelerdir.
Tırnakta sedef hastalığı varsa üzerinde nokta şeklinde
çöküntüler görülür. Tırnak yatağı kalınlaşır, peynirimsi bir görünüm
alır. Tedavisi zordur.
Koltukaltında, kasık bölgesinde, genitalde, göğüs altlarında alışılmadık tarzda sedef hastalığı görülebilir.
Guttat sedef hastalığı genellikle bir boğaz iltihabını takiben
görülür. Genellikle çocuklar etkilenir. Vucutta çok sayıda küçük
kırmızı, üzeri kabuklu lekeler ortaya çıkar. Haftalar veya aylar
içerisinde kendiliğinden kaybolur.
Sedef hastalığı olan kişilerde %30'a varan oranlarda eklem
iltihaplanması şikayetleri görülür. %5-10'unda çeşitli eklemlerde
iltihabi olaydan dolayı işlevsel kısıtlılık oluşur. Bazı kişilerde eklem
iltihaplanması şikayetleri, deri tutulumu arttığı zaman kötüleşebilir.
Bazen de deri tutulumu düzeldiğinde eklem şikayetleri de düzelir.
Nasıl teşhis konulur ?
Bir deri hastalıkları uzmanı fizik muayene ile sedef hastalığını
kolaylıkla teşhis edebilir. Eğer şüphe varsa biyopsi ile
kesinleştirilir.
Nasıl tedavi edilir ?
Amaç iltihabi durumu azaltmak ve derinin kabuklanıp dökülmesini kontrol
altına almaktır. Nemlendirici krem ve losyonlar deri üzerindeki pulların
giderilmesine ve kaşıntının kontrol edilmesine yardımcı olur. Sedef
hastalığının tedavisinde özel bir diyet uygulaması gerekmemektedir.
Tedavi, hastanın genel sağlığı, yaşı, yaşam tarzı ve sedefin şiddeti göz
önünde bulundurularak planlanır. Çeşitli tip tedavilere gerek
duyulabilir ve doktorun önerdiği kontrollere riayet etmek gereklidir.
Doktor, hastalıklı deri üzerine uygulamak üzere kortizon benzeri
ürünler, sentetik vitamin D, katran veya antralin içeren ilaçlar reçete
edebilir. Bunlar tabii güneş ışığı veya ultraviyole ışığı ile birlikte
kullanılabilir. Sedef hastalığının en ağır formlarının tedavisinde
ağızdan alınacak olan ilaçlara ihtiyaç duyulabilir. Bu tedaviye ilave
olarak güneş ışığı önerilebilir. Hastaların pek çoğu güneş ışığından
fayda görür. Ancak bu uygulama esnasında dikkatli olunmalıdır. Güneşte
aşırı kalmak hastalığı alevlendirebilir. Tabii güneş ışığına benzer bir
ışığın kullanıldığı ultraviyole tedavisi muayenehane veya hastane
koşullarında bir deri hastalıkları uzmanı tarafından uygulanabilir.
Tedavi tipleri:
Steroidler ( Kortizon ); Kortizon içeren krem, merhem veya
losyonlar pek çok hastada hastalığın geçici olarak ortadan
kaldırılmasına yardımcı olur. Genital bölge, kasıklar ve yüz gibi hassa
bölgelerde gücü daha zayıf olan kortizon türleri tercih edilmelidir.
Daha güçlü kortizonlar saçlı deri, diz ve dirsekler, avuç ve ayak
tabanları gibi bölgelerde kullanılmalıdır. Bu bölgelerde etkinin daha da
artırılması için ilaç sürüldükten sora üzeri ince bir naylon film ile
kapatılabilir. Bunlar bir deri hastalıkları uzmanı kontrolünde dikkatle
kullanılacak ilaçlardır. Güçlü kortizon içeriği olan ilaçların yan
etkileri arasında, ciltte incelme, damarlarda genişleme ve deride renk
değişiklikleri sayılabilir. Bu ilaçların ani olarak kesilmesi hastalığın
alevlenmesine neden olabilir. Tedavi devam ederken aylar sonra kortizon
içeren ürünlere karşı direnç gelişebilir. Deri hastalıkları uzmanı
tedaviye çok direnç gösteren bölgeler içine kortizon enjekte edebilir.
Yan etkilerden kaçınmak için bunun küçük miktarlarda yapılması gerekir.
Saçlı deriye uygulanan tedavi; Saçlı deride bulunan sedef
hastalığının tedavisi, hastalığın şiddetine, saçın uzunluğuna ve
hastanın yaşam tarzına göre planlanır. Reçete ile veya reçetesiz
alınabilen çok sayıda şampuanlar ve solüsyonlar bulunmaktadır. Bunlardan
pek çoğu katran ve kortizon içerir. Hasta saçlı derisini sert bir
şekilde şampuanlamaktan ve şiddetle kaşımaktan kaçınmalıdır.
Antralin; Kalın kabuklu sedef yaralarının tedavisinde tercih edilen bir
ilaçtır. Deriyi tahriş edebilir yine deriyi ve giysileri geçici olarak
boyayabilir. Yeni ürünler ve tedavi metodları bu yan etkileri
azaltmıştır.
Vitamin D; Kalsipotrien sentetik bir vitamin D türevidir.
Hastalığı belirli bölgelere sınırlı kişilerde diğer tedavilerle birlikte
kullanılabilir. Yan etkilerinden korunmak maksadıyla belirli
miktarlarda kullanmak gerekir. Normal vitamin D'nin tedavide bir yararı
yoktur.
Kömür katranı; Yüzyıllardır sedef hastalığının tedavisinde
kullanılmaktadır. Günümüzde geliştirilmiş ürünler daha rahat
kullanılmaktadır.
Goeckerman tedavisi; Hastalığın ağır formlarında kömür katranı ve
ultraviyole ışığının birlikte kullanılmasıdır. Tedavi özel merkezlerde
günlük olarak uygulanır. Ultraviyole ışığa maruziyet süresi hastalığa ve
kişinin hassasiyetine göre değişir.
Işık tedavisi; Güneş ışığı ve ultraviyole deri hücrelerinin
gelişme hızını azaltır. Bunlar deri kırışıklığına, göz hasarına ve deri
kanserine sebep olabilmelerine rağmen doktor kontrolünde
uygulandıklarında oldukça etkili ve güvenlidirler. Vücut yüzeyinin
tamamında sedef hastalığı olan bireylere özel odalar sayesinde tüm
vücutlarına ışık uygulanabilir. Sıcak iklimlerde yaşayan kişilere güneş
banyosu önerilebilir. Bu tür ışık tedavilerinden önce mutlaka bir deri
hastalıkları uzmanının tavsiyesi alınmalıdır.
PUVA; Sedef hastalığı diğer tedavilere cevap vermez ve yaygınlaşırsa
vakaların %85-90'ında bu tedavi metodu etkilidir. İsim, Psoralen ve
"UVA" kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Hasta Psoralen isimli ilacı
içer ve özel bir ultraviyole formu olan UVA'ya dikkatle ölçülmüş
miktarlarda maruz bırakılır. Tedavi 2 ila 3 ay içerisinde yaklaşık 25
kez uygulanır. Sedef hastalığını kontrol altında tutabilmek için yılda
yaklaşık 30-40 kez uygulama yapılmasına ihtiyaç vardır. Alınan psoralen
maddesi gözün lens kısmında birikeceği için hastalar tedavi alırlarken
güneş batıncaya kadar UVA geçirmeyen güneş gözlükleri kullanmalıdır.
Uzun süre uygulanan PUVA tedavisi deri yaşlanması, kırışıklık ve kanser
gelişim riskini artırır. Deri hastalıkları uzmanları PUVA tedavisini
dikkatle takip etmelidir.
Methotreksat; Kanser tedavisinde ağızdan kullanılan bir ilaçtır.
Diğer tedavi metodlarının yetersiz kaldığı durumlarda sedef hastalığının
hızla gerilemesini sağlar. Özellikle karaciğer üzerinde yan etkileri
olduğu için düzenli aralıklarda kan testleri yapılmalıdır. Akciğer filmi
ve nadiren karaciğer biyopsisi gerekebilir. Midede rahatsızlık hissi,
bulantı, baş dönmesi ve sersemlik diğer yan etkileridir.
Retinoidler; Ağızdan alınan A vitamini türevi ilaçlardır. Şiddetli sedef
hastalığının tedavisinde tek başlarına veya ultraviyole ışığı ile
birlikte kullanılabilir. Deride, gözlerde ve dudaklarda kuruma, kan
yağlarında yükselme, ince kemik çıkıntı oluşumu yan etkileri arasında
sayılabilir. İlaç doğacak çocukta çeşitli arazlara yol açacağından, gebe
kadınlarda, tedavi esnasında gebe kalabileceklerde veya tedavi
kesildikten sonraki 3 yıl içinde gebe kalmayı planlayan kadınlarda
kesinlikle kullanılmamalıdır. İlaca başlanan bireylerde düzenli kan
testleri yapılmalıdır.
Siklosporin; Vücudun bağışıklık sistemini baskılayıcı bir
ilaçtır. Organ nakli ( karaciğer, böbrek vb ) yapılmış kişilerde vücudun
nakledilen organı reddetmemesi amacıyla kullanılır. Diğer tedavi
metodları yetersiz kaldığı durumlarda şiddetli sedef hastalığında
kullanılır. Böbrek yetmezliği, kan basıncında artış gibi potansiyel yan
etkilerinden dolayı düzenli aralıklarla yapılan kan testleri ile takip
edilmelidir.
Araştırma safhasında olan tedavi metodları; Yukarda anlatılan
tedavilerin hastalığın kontrolünde büyük yararı olmasına rağmen, hiçbir
tedavi metodu hastalığı bir daha ortaya çıkmayacak şekilde tedavi etmeye
imkan vermemektedir. Son yıllarda özellikle bağışıklık sistemi üzerinde
etki gösteren ilaçlar üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Özellikle
hastalığın sebebinin tam olarak tespit edilmesi tedavideki yeniliklere
de ışık tutacaktır.
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder